
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE TİK BOZUKLUĞU
TİK NEDİR?
Tikler istem dışı ve aniden gerçekleşen tekrarlayıcı fakat ritmik olmayan davranışlar olarak tanımlanır. Belli bir kas grubunun kontrolsüzce kasılmasıyla ortaya çıkar. Omuz silkme, boğaz temizleme, göz kırpma gibi tikleri çocuğunuzda gözlemleyebilirsiniz. Tikler genellikle erken yaşlarda ortaya çıkar. Çocukluk veya ergenlik döneminde başlayıp, yaş ilerledikçe ortadan kaybolur ya da sıklığında azalma meydana gelir. Ancak kalıcı tikler de olabilmektedir. Yapılan araştırmalar okul öncesi çocukların %22’sinde, ilkokul çağındaki çocukların ise %7.8’inde tiklerin görüldüğünü göstermiştir.
Tikler motor, vokal ve basit karmaşık olarak kategorilere ayrılır. Motor tikler hareketleri içeren, görülebilir tiklerdir. Vokal tikler ise duyarak fark edebileceğiniz fonetik olarak meydana gelen tiklerdir. Basit tiklerde bir tek kas grubu çalışırken karmaşık tiklerde ise birden çok kas grubu aktivasyon halindedir.
Basit motor tikler: burun kırıştırmak, kafa sallamak, göz kırpmak, dudak ısırmak, yüz buruşturmak, omuz silkmek
Karmaşık motor tikler: zıplamak, tekme atmak, atlamak, nesneleri koklamak, jest ve mimikleri taklit etmek
Basit vokal tikler: burun çekmek, öksürmek, boğaz temizlemek, homurdanmak, tıslamak
Karmaşık vokal tikler: kelimeleri ve cümleleri tekrarlamak, bağırmak, hayvan sesleri çıkarmak
Geçici tik bozukluğu: En yaygın görülen tiptir. Bir yıldan daha kısa bir sürede tiklerin ortadan kaybolması beklenir.
Kronik (kalıcı) tik bozukluğu: Yaygınlığı daha azdır. Bir yıldan uzun süren tik bozuklukları için kullanılır. Tikler motor veya vokal olabilir fakat iki tip birden gözlemlenmez.
Tourette sendromu: Oldukça nadir görülür. Bir yıldan uzun bir süredir birden fazla motor ve vokal tik görülmesi durumuna verilen addır. Psikiyatrik muayene ile tanı koyulmaktadır. Nörokimyasal bir düzensizlikten kaynaklanabilmektedir. Çoğunlukla geçici olmakla beraber kalıcı olduğu durumlar da vardır.
Tiklere eşlik eden durumlar arasında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Kaygı Bozukluğu, Öğrenme Güçlüğü, Uyku Bozuklukları vardır.
Çocukluk dönemindeki tikler kaygı, stres gibi psikolojik nedenlerden kaynaklanabileceği gibi aile, okul gibi çevresel etmenlerden veya genetik, nörolojik nedenler gibi biyolojik kökenli olarak da gelişebilmektedir. Tiklerin sıklığı, görüldüğü yerler, ortaya çıktığı durumlar ve çocuğun işlevselliğine etki etme düzeyi önem taşımaktadır.
Tik Bozukluğunun Olası Nedenleri Nelerdir?
- Biyolojik, kalıtsal faktörler
- Travmatik yaşam deneyimleri
- Mükemmeliyetçi ebeveyn tutumları
- Baskıcı ve kontrolcü ebeveyn tutumları
- Öfkeli ve agresif ebeveyn tutumları
- İhmalkar ebeveynler, ilgisizlik
- Ev içi tartışmalar
- Akran zorbalığı
- Okulda yaşanan stres, kaygı
- Ayrılma kaygısı
- Kardeş kıskançlığı
- Sıkça yapılan davranışsal eleştiriler, cezalar
Tik Bozukluğu Tedavisi Nedir?
Tikler ebeveynler için kaygı verici bir problem olarak görülse de genellikle geçicidir. Tiklerin meydana gelmesi biyolojik veya psikolojik kökenli olabilir. Tiklerin şiddetine ve meydana getirdiği işlev bozukluğunun seviyesine göre psikoterapi ya da ilaç tedavisi uygulanabilmektedir.
Psikolojik kökenli tikler, çocuktaki olumsuz duygulanımların dışavurumu olarak değerlendirilir. Çocuk; aile, çevre veya okulda kaygı, öfke, üzüntü gibi duygularını ifade edemiyor ya da bastırmak zorunda kalıyor olabilir. Çıkış yolu bulamayan bu duygular kendisini tiklerle ortaya koyuyor olabilir. Çocukların duygularını yaşayabilmelerini ve anlaşıldıklarını hissetmelerine olanak tanıyan terapiler tik tedavisi için de yoğun ve etkili olarak kullanılmaktadır.
Burada aile ile iş birliği içinde olmak önemlidir. Tiklerin engellenmesi için baskı yapmak, cezalandırmak gibi yöntemlerden kaçınılmalı ve sürekli tikler üzerine konuşulmamalıdır. Tikler geçici süreliğine baskılanabilse de bunun zorlamayla olması durumu daha da zorlu bir hale getirebilmekte ve tiklerde artışa neden olabilmektedir. “Neden sürekli bu hareketi yapıyorsun?”, “Şunu yapmayı durdur artık?” gibi cümleler çocuktaki kaygıyı arttıracak ve çocuğun değersizlik hissini tetikleyecektir. Bunun yerine çocuğunuzun pozitif özelliklerine, yeteneklerine odaklanarak onu her haliyle kabul edeceğinizi ve değerli olduğunu bilmesini sağlamak önemlidir. Bunların yanında, çocuğun aile içi tartışmalardan uzak tutulması ve şefkat, güven gibi temel duygusal ihtiyaçlarının karşılanması problemin çözümü için faydalı olacaktır.